“Sanat Sokakta, Biz de Öyle”

Simurg küllerinden yeniden doğan Anka kuşunun diğer adı… Dirilişi simgeleyen özgürlüğüne sevdalı bir kuştur Anka.

Müzik grubu Simurg da Anka kuşunun bu özelliğine atıfla almış adını, “kimse kimsenin efendisi değildir” düşüncesiyle kurulmuş.

Özgürlüğü daha çok sokakta gördükleri için sanatlarını sokakta icra ediyorlar. Nitekim, Kadıköy’de buluştuğumuzda röportajı sokakta mı yapacağız soruma, evet, diye cevap verdiler.

“Sanat sokakta yapılır.”

Kürtçe, Türkçe, Ermenice, Arapça şarkılar söyleyen Simurg müziği yaşamlarının bir parçası haline getiren beş kişiden oluşuyor.

Santurda Halil Tan: 27 yaşında, Adıyamanlı, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu.

Vokalde Bilen Bilmen: 31 yaşında, Mardinli, tiyatrocu.

Gitarda Diren Taş: 25 yaşında, Diyarbakırlı Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunu.

Neyde Ümit Uçucu: 25 yaşında, Hataylı.

Perküsyonda Volkan Alp: 35 yaşında, Bingöllü, resim öğretmeni.

Simurg nasıl kuruldu kısaca anlatır mısınız?

Halil: Eskişehir’de öğrenciyken birbirimizle tanıştık. 25 yıldır, dedik, boş boş oturuyoruz, biraz da müzik yapalım.

Tabii bu işin şakası. Simurg ilk başta üç arkadaşın beraber yola çıkmasıyla, Türkiye’nin birçok yerini gezerek oluşan, gezdiği yerlerde tanıştığı müzisyenleri yanlarına alıp kurulan bir grup.

2011’de kuruldu. Eskişehir’deki öğrencilik hayatımız bittikten sonra İstanbul’da da devam ediyoruz.

Bilen: Aslında Simurg’un tam şekli İstanbul’da meydana geldi. Şu an sokak ve konserlerde müzik yapıyoruz. Türkiye’nin çeşitli yerlerine müziğimizi götürüyoruz. Kürtçe, Türkçe, Arapça, Ermenice Soranice farklı dillerde müzik yapıyoruz.

Neden sokağı tercih ediyorsunuz?

Bilen: Ben Ankara’da sokak tiyatrosu yaptığımda her zaman bu soruyu sorardım: neden sokak?

İnsanların dil, din, ırk ayrımı yapmadan, en alt ve en yüksek tabakanın (gerçi tabaka ayrımı yanlış bir cümle bana göre) eşit olduğu tek yerdir sokak. Herkes aynı zeminde yürür, insanların ortak noktasıdır. Bu yüzden sokakta müzik!

Ümit: Barda olmasın diye sokakta müzik, yaptığımız müziği birileri yönetmesin diye sokakta müzik, daha gerçekçi diye sokakta müzik...

Halil: Çünkü sokak özgür bir alan, kendimizi daha güzel bir şekilde ifade edebiliyoruz, insanlarla birebir iletişim kurabiliyoruz.

Sokakta müzik yaparken neler hissediyorsunuz?

Bilen: Sanat sokakta şiarıyla hareket ettiğimizde sabah koşa koşa gelip sevdiğim işi yapmak mutlu ediyor beni. Halkla ne kadar temas kurabilirim sevinci var içimde. Kendimi inanılmaz özgür hissediyorum.

Halil: Müzik yapmayı seviyorum. Simurg olmazsa da severim. Her şeyi seviyorum, doğayı seviyorum. Bijî biratiya gelan (Yaşasın halkların kardeşliği).

Ümit: İnsanlarla göz göze geliyorum. Bu, imla kuralları olmadan yapılan bir muhabbet haline geliyor. Kendimi hissediyorum.

Farklı dillerde müzik yapmanıza gelen tepkiler nasıl?

Ümit: Aslında çoğu zaman iyi; ama Kürtçe şarkı söylediğimizde ben Türküm deyip gidenler oluyor. Ama biz bunu dert etmiyoruz. Biz sen Kürtsün ya da Türksün demiyoruz. Biz sadece müzik yapıyoruz.

Halil: Sokaktaki insanın algısı genel olarak iyi ama bazen bize Kürtçe şarkı söylüyoruz diye tepki gösterenler oluyor.

Mesela, Eskişehir’deyken Kürtçe şarkı söylüyorduk diye emniyet müdürü bizi arayıp müzik yapmayın, okulunuzu bitirin, gidin, dedi. Biz onları dinlemedik tabii ki…

Ama Eskişehir halkı bizi seviyordu. Halklar seviyor genelde, bürokrasi sıkıntı yaratıyor bizde. 

Yine geçtiğimiz gün Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde konser vermeye gittiğimizde “Türkiye ’den, Ortadoğu’dan ve Kürdistan’dan topladığımız şarkıları sizlerle paylaşacağız” dedik.

Kürdistan lafını duyar duymaz salonun yarısının boşaldığını gördük. Daha sonra da rektörlük tarafından sahneden indirildik.

Biz de yapılan bu saygısızlığı bize değil, barışa, kardeşliğe, paylaşıma karşı yapılmış varsaydık.

Bilen: Bazen olumsuzluklarla karşılaşıyoruz ama, mesela bazen bir deyiş okuduğumuz zaman kiminin yüreğine dokunuyoruz.

Bir gün Avrupa’dan gelen bir Alevi teyze o dönem yasaklanan parçaları bizim ağzımızdan dinleyince yıllar öncesine gidip yapılan katliamları hatırladığını söyledi. (ZA/YY)