İleri Demokrasi Tanıtımcılığı

Kamu spotları yaygınlaştı ve bakanlıklar sıkça başvurur oldular bu “spot”lara. Spot sözcüğünün Türkçe karşılığı “tanıtımcık”. Sağlık Bakanlığı en çok “tanıtımcık” kullanan bakanlıklardan.

Yayınlanan tanıtımcıklardan biri Sağlık Bakanlığı’nın hastane randevu sistemi ile ilgili. Tanıtımcığın başlangıcında  “kıdemli” doktor içeriye girip saate bakıyor ve saatin dokuza geldiğini görüyor, telefondaki hemşire günlük programı aktarıyor: “Yirmisi randevulu 45 hastanız var”.

Gerçekten böyle mi, günde 45 hasta mı bakılıyor hastanelerde? Ankara Tabip Odası yayın organı Hekim Postası’ndaki bir fotoğrafta bir devlet hastanesi ortopedi poliklinik odasının kapı üstünde yer alan hasta sıra numarası 183’ü gösteriyordu. Tabip Odası’nın aktardığı bilgilere göre aynı hastanede hasta sayısının nöroloji ve dermatoloji polikliniklerinde 150,  pediatride ise 200’e çıktığı belirtiliyordu. Tek odada, tek doktorda, 200 hasta. Hiç soluk almadan sekiz saat çalışırsanız, hasta başına iki buçuk dakika.

Ekranda izlediğimiz tanıtımcıkta 45 oysa.

Olsun, dostlar tanıtımcıkta görsün!

* * *

Şimdi biz de bir tanıtımcık çeksek, ileri demokrasi tanıtımcığı. 

Nasıl bir tanıtımcık olurdu?

Gaz bulutu, fişekler, plastik mermiler, coplar, çıplak aramalar, ses çıkarmaya tahammülsüzlük, orantılı/orantısız güç, TOMA’lar, kimyasallı değil ilaçlı su, panzerler, akrepler, kalkanlar, tazyikli su, çevik kuvvet…..

* * *

Ankara Büyükşehir Belediyesi Gezi Parkı protestolarında hasar gören araçları bir ana caddenin kenarındaki biriminde sergiliyor.

Ya çıkarılan gözleri, ağır kafa travmalarını, kırıkları, deri tahrişlerini, cop izlerini, tacizleri, alınan dalağı, iç kanamaları, panikleri, korkuları ve ölenleri nerede nasıl sergileyeceğiz?

Nerede ?

Nasıl ?

Cizre’de evinin balkonunda gaz fişeği başına isabet edince hayatını kaybeden 18 aylık bir bebeği nerede sergileyelim ve o bebeğin ölümüyle ilgili davada “küçük bir çocuğu evin balkonuna çıkaran annenin de sorumluluğu var" diye savunma yapan devleti?

31 yaşında biber gazı nedeniyle ölen gencecik bir adamın ““Kendinde mevcut beyin-damar anevrizması (genişleme) bulunan kişinin yakın mesafeden yoğun olarak biber gazına maruziyeti halinde, serebral anevrizmanın rüptürüne (yırtılma) efor ve stres faktörüne ilave faktör olarak etkili olabilir” yazan adli tıp raporunu,

Camına gaz fişeği isabet eden ve içi biber gazına boğulan halk otobüsünü,

Kızılay’da dershane binasının beşinci katına tazyikli su sıkıldığını gösteren fotoğrafları,

O dershanelerden birinde çalışırken biber gazı nedeniyle hayatını kaybeden bir emekçinin midesinde biber gazı bulunduğunu belirten adli tıp raporunu,

Nerede sergileyelim?

Nerede?

Nasıl ?

* * *

Şimdiye kadar ve son olarak Gezi’de yaşananlar, halen yaşanmakta olanlar; şiddetiyle, gazıyla, ilaçlı suyuyla, vicdansızlığıyla, revirlere gaz bombasıyla, soruşturmasıyla, her şeyiyle yeni bir sağlık hakkı mücadelesinin kapısını aralıyor. Tanıtımcığı olmayan bir mücadele bu!

Gazsız, fişeksiz, barışçıl hava sahası !