İstanbul Milletvekili, DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) 2021 İnsan Hakları Raporunu değerlendirdi.
"Ülkemizde insan hakları can çekişiyor. Kaçırılan insanlardan mayına basarak yaşamını yitirenlere, işkenceye maruz kalanlardan zırhlı araç çarpması sonucu hayatını kaybeden çocuklara. İnsan haklarına dayalı, demokratik bir hukuk devletinde mümkün olmayacak kadar korkunç bir tablo ile karşı karşıyayız" diyen Yeneroğlu TİHV Raporu'nun "Türkiye'nin nasıl bir karanlığa mahkûm edildiğini en acı şekilde gözler önüne ser[diğini"] dile getirdi?
bianet'in önceki gün geniş bir biçimde kapsadığı Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) raporuna göre 2021 yılında;
TIKLAYIN-TİHV 2021 RAPORU: "Eylem planı kâğıtta, insan hakları rafta kaldı"
Deva Partili Yeneroğlu TİHV'nin 2021 yılı İnsan Hakları Raporunu "İnsanların Türkiye'de nasıl bir baskı ve korku ikliminde yaşadığını ortaya koymak açısından oldukça önemli bir belge" olarak değerlendirdi.
Raporun "düşünce ve ifade özgürlüğünden toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğüne, yaşam hakkından savunma hakkına dek her türlü hak ve özgürlüğün hiçe sayıldığını" ortaya koyduğunu söyleyen Yeneroğlu, "vatandaşlarımızın doğuştan sahip oldukları hakları gözünü dahi kırpmadan yok edebilen bir anlayışın" devletin her alanına nasıl sirayet ettiğinin görüldüğünü dile getirdi.
Yeneroğlu, "herkesin her an terörist olmakla suçlanmaktan tedirgin olduğu, hukukun ayaklar altın alındığı bir sürec"in yaşandığı ülkede muhalefetin başarılı olamadığı takdirde Türkiye'nin hukuk güvenliği, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı, adil yargılanma hakkı, suçların ve cezaların kanuniliği gibi en temel hakların dahi tamamen rafa kaldırıldığı üçüncü sınıf bir otoriter rejim haline gelmeye maalesef sadece bir seçim uzakta" olduğu konusunda uyardı.
Yeneroğlu açıklamasında, 2023 seçimlerinin "bu karanlık tabloyu değiştirmek için [...] çok büyük bir fırsat" olduğuna işaret etti: "[...] Türkiye, iki ittifak ya da iki Cumhurbaşkanı arasında değil, iki farklı zihniyet arasında bir seçim yapacak." dedi.
Gelecekte ya demokratik bir hukuk devletinin özgür ve müreffeh vatandaşları olarak huzur içinde yaşayacak ya da her şeyin ölçüsü olarak kendisini gören, bireyin, sivil toplumun ve ülkenin nefes almasına izin vermeyen hukuksuz ve otoriter bir yönetim anlayışı altında hukuksuzluklarla boğuşmaya devam edeceğiz."
(AEK)