Suruç'ta Peşmergeleri Beklerken

Siz hiç kimseyi savaşa uğurladınız mı? Üstelik belki de tüm zamanların en tüyler ürpertici örgütüyle savaşmaya!

Habur’dan Suruç’a Türkiye Kürtlerinin önemli bir bölümü dün gün boyunca bunu yaptı. En büyük silahı korkutmak olan IŞİD çetelerine karşı olağanüstü bir direniş sergileyen Suriye Kürtleri’nin (YPG) yardım çağrısı Irak Kürdistanı’ndan karşılık buldu. Erbil yönetimi ağır silahlarla donattığı bir birliğini Kobanê’ye gönderdi. Güney Kürdistan’dan gelen bu savaşçıların cephede neler yapacağını zaman gösterecek. Ancak bu gelişmenin Türkiye Kürtleri ve Kobanê’li mültecilerin morallerine büyük katkı yaptığı çok açık.

"Wa Hatın Pêşmergen Me!" (Peşmergelerimiz geliyor) Habur'dan Suruç'a yol boyu bu cümle yükseldi dün.

Yol boyunca kalabalık

Yaklaşık iki aydan beri olağanüstü zamanlar yaşayan Suruç’un Aligör köyünde gün başka bir nabızla akşama uzanıyor. Tarihi İpekyolu’ndan koparak ilçeye bağlanan dar yolun sağına soluna dizilmiş kalabalıklarda bambaşka bir heyecan var. Takvimin 29 Ekim’i gösteriyor oluşuna bakıp tahminde bulunmak tereddütsüz bir yanılgı. Zira kalabalıkların Türkiye Cumhuriyeti’nin 91’nci kuruluş yıldönümü kutlamalarıyla uzaktan yanından bir ilgisi yok. Hatta kalabalığın Türkiye Cumhuriyeti’yle de bir ilgisi yok. Çünkü kadın, çocuk, yaşlı binlerin neredeyse tamamı Kobanê’den gelip Suruç’a yerleşen Kürt sığınmacılar. Onları akşamüstü yolun kenarına sıralayan gerekçe ise Güney Kürdistan’dan gelip Kobanê’de IŞİD’e karşı savaşacak olan peşmerge birliğini selamlamak istemeleri.

Urfa’nın Suruç ilçesinin hemen dibindeki Suriye’nin Kürt Kenti Kobanê, 40 günü aşkın bir zamandan beri IŞİD saldırılarına karşı direniyor. Türkiye’nin meseleye yaklaşımı ise ciddi tartışmalara konu oldu oluyor.  Bir yandan çözüm süreci adı altında cumhuriyet tarihinin en ciddi meselesi olan Kürt sorununun çözümü konusunda mesai harcayan Türkiye, sınırın öte yakasındaki yaklaşımları nedeniyle ciddi ithamlarla yüzyüze. IŞİD’e doğrudan ya da dolaylı destek iddiaları iktidarı sert eleştirileri göğüslemek durumunda bıraktı.  IŞİD’i ortak düşman ilan eden Amerika öncülüğündeki koalisyonun bölgedeki askeri mesaisine dair tutuk tavrı iddiaların en önemli dayanağı.

Peşmergenin geçişi ara formül

Bu süreçteki en önemli dönemeçlerden biri de Irak Kürdistan Özerk Yönetimi tarafından Kobanê’ye destek için gönderilecek olan savaşçı ve silah yardımı konusu oldu. Türkiye bu konuya –YPG ve IŞİD’i aynı gördüğünden olsa gerek- pek sıcak bakmadı ve bunu pek saklamadı. Ancak sihirli bir uğraş olan Ortadoğu’da diplomasi yapmak işi sonuç verdi ve şapkadan yepyeni bir tavşan çıktı. Peşmerge geçişi için ihtiyaç duyulan izinlerin çıkarılması için bir ara formül bulundu.

Günler süren tartışmaların adından Erbil’den yola çıkan 80 araçlık konvoy, Cumhuriyet Bayramı sabahının erken saatlerinde Habur’dan giriş yaptı. Araçlarda, peşmerge güçlerinin ağır silahları bulunuyor. Buradan Urfa’nın Suruç ilçesine doğru ilerleyen konvoy, uçakla gelen 72 kişilik diğer peşmerge grubuyla buluşup Kobanê’ye geçecek. Konvoy adeta karınca hızıyla ilerliyor. Zira geçtikleri her noktada olağanüstü bir ilgi ile karşılanıyor.

Kobanêli Ahmet Cuma’nın bekleyişi

Suruç Aligör’deki kalabalık da heyecanla konvoyu bekliyor. 62 yaşındaki Kobanêli Ahmet Cuma da bekleyenler arasında.  İkindi vaktinden beri yolun kenarında. Hava biraz daha kararınca yanına eşi Şemse gelini ve kızı da gelmiş. Çiftçilik yaparak geçimini sağladığını söyleyen Cuma, Kobanê’ye yakın köylerine ağır top atışlarının yapılmaya başlamasıyla birlikte Suruç’a geçmek durumunda kalmış. 

“Her şeyimizi arkamızda bıraktık. Evimizi yaktılar” diyor. Hikâyesini anlatmaya pek hevesli değil. Zorla dökülüyor sözler ağzından. Çok taze bir acısı var. 12 gün önce YPG saflarında savaşan yeğeninin kaybettiğini söyleyen Ahmet Cuma, yoldaki en ufak bir hareketliliği dahi kaçırmıyor. Parlıyor gözleri: “Onları taşıyan araçların tekerleklerini öpeceğim” diyor.

Tekçe: Sabaha kadar kalkmayacağım

Birkaç adım beride kaldırıma bağdaş kuran İbrahim Tekçe de peşmerge yolu gözleyenler arasında. 17 yıl önce ölen olan PKK gerillası Bayram Tekçe’nin babası.

Diğer oğlu üşütmesinden endişe ettiği için alıp eve götürmek istiyor kendisini ancak inat ediyor Tekçe, “Sabaha kadar kalkmayacağım buradan. Kobanê’yi ve kardeşlerini savunmaya giden bu adamları görmeden gitmem” diyor.

Bekleyen insanları selamlamak isteyen araçlardan yükselen klakson sesleri eşliğinde zorlukla yürüyen sohbetimizde akşamüstü köye gelen acı bir haberi daha paylaşıyor bizimle.

Önce İdris Hasan, şimdi Ahmet Mamo

Tekçe’nin de yaşadığı sokaktaki boş bir eve yerleştirilen Kobanêli bir ailenin aldığı şehit haberi bu. Peşmergeleri bekleyen kalabalığı arkamızda bırakıp yola koyuluyoruz.  Küçük avluda 15 -20 kadın çığlık çığlığa ağlaşıyor.  Rojava’nın Gıre Spi bölgesinden Kobanê’ye göçeden Mamo ailesinin son bir ayda aldığı ikinci kayıp haberi. Bir ay önce YPG saflarında savaşan 18 yaşındaki İdris Hasan ve bugün acı haberi ailesine ulaşan Ahmet Mamo.

Mahmut Mamo: Aynı yerden kanıyoruz

33 yaşındaki dört çocuk babası Ahmet Mamo’nun annesi kardeşleri ve eşinin feryatlarının gölgesinde kardeşi Mahmut Mamo ile konuşuyoruz. Ailenin halen onlarca üyesi Kobanê’de savaşıyor. Mahmut’a ise ailenin kadın ve çocuklarını sınırın bu tarafına geçirmek ve onlarla ilgilenmek düşmüş.  Mahmut ağıtları bastırmak istiyor adeta. “Aynı yerden kanıyoruz. Çünkü yaralarımız aynı” diyor.

Peşmergelerden söz açılınca. Özgürleşme yolunda atılan en önemli adımlardan biri olarak görüyor genç adam. Dört yaşındaki yeğeni Diyar’ın saçlarını okşuyor usul usul. Söz bitiyor ve yine ağıtlara kalıyor ortalık.

Ayhan: Birlik sevgisi ve coşkusu

Halkların Demokratik Partisi Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan’ın konuyla ilgili değerlendirmesiyse yaşanan coşkunun özeti adeta “Güneyli peşmerge güçlerinin Kobanê’ye gelişine gösterilen sevgi ve coşku esasında 100 yıllık sömürgeciliğin Kürtleri bölme ve parçalama politikalarına karşı birlik sevgisi ve coşkusudur. Duygu patlamasının özü ulusal birlik ruhunun pekişme tablosudur. 40 yıllık özgürlük hareketinin şehitlerini ve direnişçilerini selamlamaktır.” (YK/HK)

Fotoğraf: Yekta Kılıç Suruç; Adnan Koçhan – Mardin/AA, Ahmet Bolat – Urfa/AA