Hedef: Aktif Yaşlanan Bir Türkiye

Son 30 yılda dünyadaki yaşlı nüfus oranı yüzde 63 oranında arttı, bu oran giderek yükseliyor. Türkiye'de de 1985'den bu yana benzer bir artış yaşandı: 1985'de nüfusun yüzde 4.2'si yaşlı iken, bu oran 1990'da yüzde 4.3'e, 1995'de yüzde 4.7'ye, 2000 yılında da yüzde 5.6'ya yükseldi.

Türkiye'de 65 yaş üzerindeki kişilerin yüzde 90'ında bir kronik hastalık, yüzde 35'inde iki, yüzde 23'ünde üç, yüzde 14'ünde de dört veya daha fazla hastalık bir arada bulunuyor.

Yaşlı ölümleri genellikle bu hastalıklara ve komplikasyonlara bağlı oluyor. Diğer yandan, yaşlıların çoğu fiziksel, sosyal ve ekonomik yönden bağımlı yaşıyor ve bu bağımlılık yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor.

Aktif yaşlanan toplum

Sağlık Bakanlığı, aktif yaşlanan bir toplum oluşturma yolunda, 65 ve üzeri yaş grubuna yönelik sağlık hizmetlerini geliştirmek ve yaygınlaştırmak üzere "Yaşlı Sağlığı Programı" hazırladı. 3-9 Eylül 2002 arasındaki Halk Sağlığı Haftası'nın konusunun da "Yaşlı sağlığı" olarak belirlendi.

Sağlık Bakanı Osman Durmuş, bakanlığa bağlı sağlık teşkilatına gönderdiği bir genelge ile, sağlık kuruluşlarının konu üzerinde özellikle durmasını istedi. Geçtiğimiz yıllarda da Dünya Sağlık Örgütü "yaşlılık" konusunda bazı etkinlikler gerçekleştirmişti.

Bildirimi yapılmamış hastalıklar

Genelgede, şu ifadeler yer aldı:

* Yasalar, yaşlılığın başlangıcını 65 yaş olarak belirliyor. Günümüzde yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve üstündeki yaş grubunun toplam nüfus içindeki oranı yükseliyor.

* Yaşlı nüfustaki artış, önemli sorunları da beraberinde getiriyor. Yaşlılıkta yaşanan tıbbi ve sosyal sorunları ortaya koymak amacıyla yapılan taramalar sonucunda, bu yaş grubunda bildirimi yapılmamış hastalık sayısının çok yüksek olduğu görüldü.

Yaşlılık Nedir?

* Başlangıcı 60-65 yaş olarak kabul edilen; biyolojik, fizyolojik, duygusal ve fonksiyonel olarak değişikliklerin meydana geldiği bir dönemdir.

* Yaşlanmaya bağlı olarak, insan vücudunun yapı ve fonksiyonlarında meydana gelen değişikliklere "biyolojik yaşlılık", buna bağlı olarak organlarda meydana gelen değişikliklere "fizyolojik yaşlılık", kişinin kendini yaşlı hissetmesine bağlı olarak yaşam görüşü ve yaşam şeklinin değişmesine "duygusal yaşlılık", aynı yaşta olan bireylerle karşılaştırıldığında toplum içinde fonksiyonların devam ettirilememesine ise "fonksiyonel yaşlılık" denir.

Bebeklik ve çocukluk çağı ile yaşlılık döneminde daha sık ve düzenli aralıklarla sağlık hizmetine ihtiyaç duyulmaktadır.(BB)