"Ergenekon" Sanığının Telefonuna "Kayıt" Yükleme Sehven Olmuş!

Bilirkişi raporu, İstanbul Emniyetinin "Ergenekon" Davasının tutuklu sanığı teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin telefonuna "Hizb ut Tahrir" örgütüyle bağlantılı kişilerin isimlerinin yüklendiğini tescil etti.

Çelebi'ye ait telefon ve SİM kartı inceleyen iki bilirkişi, söz konusu örgütle bağlantısı olmakla suçlanan ve bu nedenle de yargılanan Mahmut Oğuz Kazancı'nın cep telefonunda kayıtlı isimlerin, Çelebi'nin cep telefonuna yüklendiğini tespit etti.

İstanbul Emniyetiyse, suçlamalarla ilgili "teğmenin telefonuna yükleme yapılmadı, Kazancı'ya ait telefon dökümü kayıtları, yanlışlıkla teğmenin kayıtlarına eklendi" şeklinde savunma yapmıştı. Çelebi, avukatları aracılığıyla sorumlu olduğu iddia edilen üç polis hakkında suç duyurusunda bulundu.

Ülger: Poliste bir çetenin ne yapabileceğinin kanıtı

CNN Türk'e konuşan avukat Celal Ülger, işlemlerin bu kişiyi Ergenekon örgütüyle bağlantılı göstermek için yapıldığını savundu; "Yüklemeler poliste bir çetenin neler yapabileceğini gösteriyor" dedi.

Ntvmsnbc.com sitesine göre, bilirkişi raporunda yer alan telefonun fotoğraflarında, Kazancı'ya ait olan "bacanak", "eşim", "kaynana" isimleri evli olmadığı ifade edilen Çelebi'nin telefonuna aktarılmış.

Atalay: Yanlış yapan varsa cezasını görür

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, delil üretildiği iddiaları üzerine hem adli hem de idari soruşturma başlatıldığını açıklamıştı. ''Yanlış yapan varsa cezasını görür'' diyen Atalay, gün içinde yaptığı açıklamada, ''Hem yargı hem idari inceleme yoluyla takip ediyoruz. Sonucu, biz de önemli görüyoruz" şeklinde konuşmuştu.

Albay Sezer'in telefon dökümlerine de ekleme

Son olarak da, şantaj ve askeri casusluk soruşturması çerçevesinde daha önce tutuklanan sanık emekli Albay İbrahim Sezer'in telefon dökümlerine de, kadın satıcısı olduğu iddia edilen Vika isimli bir kişinin adıyla "Vika'ya uğrayacağım" ifadesinin eklendiği iddia edildi.

Emniyetin soruşturmayı yürüten savcı Fikret Seçen'e gönderdiği iletişim tespit tutanağında Sezer'in 14 Temmuz 2010'da Saffet Kaplan ile yaptığı telefon görüşmesinde bu sözleri sarf ettiği bilgisine yer verildi.

Sezer'in itirazıyla yapılan ikinci incelemede bu ifadelerin kayıtlarda olmadığı ortaya çıktı. Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, savcılığa gönderdiği yazıda "Hata olup olmadığının araştırılmasını istenilen iletişim tespit tutanağının ise sehven yazılmış olduğu tespit edilmiş ve yeniden düzenlenmiştir" dedi. (EÖ)