Dink Cinayeti: Mahkeme İstanbul Polisini Cansiperane Koruyor
Yargı, gazeteci Hrant Dink cinayetine giden yolda ihmali bulunduğu somut delillerle ortaya konan dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin soruşturulmasının önünü ısrarla tıkıyor.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) aksi yöndeki kararına rağmen Emniyet görevlilerine soruşturma iznini bir kez daha vermedi.
Dün iletilen kararı değerlendiren Dink ailesi avukatlarından Fethiye Çetin, bianet'e, "AİHM kararına, yeni delillere karşın mahkemenin direnmesi çok ilginç, inanılmaz" dedi.
Çetin, bu kararla İstanbul'daki emniyetçilerin soruşturulmasının önünün tamamen kapandığını, ancak bu kararı da AİHM'ye taşıyacaklarını söyledi.
Mahkeme "soruşturtmam" diyor
Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesinin ardından İstanbul Emniyeti'nin cinayetteki sorumluluğunu tespit etmek için İçişleri Bakanlığı müfettişlerince yaklaşık 1,5 yıldır süren ön inceleme sürecinin İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'nin Haziran 2008'de aldığı gerekçesiz kararla sona erdirildi.
Başbakanlık Teftiş Kurulu, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah hariç, İstihbarat Şube MüdürüAhmet İlhan Güler, İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Bülent Köksal, İstihbarat Şubesi büro amiri İbrahim Pala, kısım amiri İbrahim Şevki Eldivan, masa amiri Volkan Altunbulak ve polis memurları Bahadır Tekin ile Özcan için soruşturma izni verilmesini istedi.
Avukatlar Cerrah'ın da dahil edilmesi için başvurdu. Mahkemeyse bu isimlerin hiçbirinin soruşturulamayacağını söyledi.
Avukatlar bunun üzerine mahkeme heyetini şikayet etti ama Adalet Bakanlığı şikayeti yersiz buldu.
AİHM'ye yapılan başvuruysa Türkiye'nin mahkumiyeti ve etkili bir yargılama için kamu görevlilerinin soruşturulması talebiyle sonuçlandı.
"DDK'nin moral etkisi olabilir ancak"
Çetin, idarenin soruşturma gerektiğini söylemesine, AİHM kararına rağmen mahkemenin Emniyetçileri korumasını "inanılmaz" diye niteledi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Devlet Denetleme Kurulu'nu devreye sokmasına da değinen Çetin ekledi:
"DDK'nin denetleme yetkisi sınırlı ama genel anlamda olumlu manevi, moral etkisi olabilir. Yapılan yanlışlar da bir kez daha ortaya çıkabilir." (EÜ/EÖ)