Anatomi Dersi, Emma Ceviz Ağacında, Siyah Moli, Baş Daima Dik Olmalı, Hayalleri Yıkma Vakfı, Yakın Gelecekte Edebiyat... Bu altı başlık, Ayşegül Devecioğlu'nun Metis Yayınları'ndan bu ay çıkan yeni kitabı Anatomi Dersi'nde yer alan öykülerin başlıkları.
O hala içindeyken, gövdesinin inip kalkışları ve bedenini altüst eden once şey arasında; ter ve diyer vücut sıvılarının, perdelerin sıkı sıkıya kapalı olduğu soğuk odanın, gün ışığında bile sönmeyen lambaların arasında,
"Korkuyorum" diye fısıldıyordu.
Kitap böyle başlıyor. 92 sayfalık Anatomi Dersi'nin kapak tasarımı Emine Bora'dan. Kitabı yayına hazırlayan da Metis Edebiyat Yayın Yönetmeni Müge Gürsoy Sökmen.
TIKLAYIN- Dönmek Mümkün mü Artık Dönmek?/ Emel Gülcan
Arka kapaktan
Başlık: Bu aşksız bir ilişki mi, yoksa aşkın hallerinden biri mi?
“Eğer o soğuk salonda soluk kanepede yani sahnenin tam ortasında ve Avignonlu Kızlar’ın karşısında bu kelime ağzından çıksa, hayat değişir miydi? Bu sözcük tek başına evde bağımsız bir cumhuriyet gibi kendi kurallarını koyarak yaşamaya başlar mıydı ve kafalarında hâlâ aşk mı, değil mi sorusu dönüp dolaşan kadın ve erkek, bu yeni ülkenin katı, karşı konulmaz kurallarına uymak zorunda olduklarından, böyle soruları kafalarından atarlar mıydı? Ancak bu sözcük o eve, yaşamının adamla sürdürdüğü anlarına ait değildi.”
Tadımlık
Emma Ceviz Ağacında
Öğleden sonraydı. Emma işlerini bitirmiş salonda otururken evdeki sessizliği duyumsadı. Hava yavaş yavaş serinliyordu. Son yaz güneşi camlara vurmuştu. Gözlerini kapayıp sessizliğin tadına varmaya çalıştı.
Ama sessizlik bilindiği gibi hiçbir zaman sessizlik değildir. İçi bir sürü ıvır zıvırla doludur.
– Hep böyle değildi. Herkes kurala uyuyordu.
– Köpeklerin de havlamaması gerekiyordu.
– Biliyorum, çünkü orada olmalıyım.
– Karanlık basmaya başladı.
Çok eski zamanlarda sessizlikten söz edilebilirdi belki. Çok ama çok eski zamanlarda. O kadar eskiydi ki artık hatırlanmıyordu bile. Şimdi daha hikâyenin başında Emma'nın sessizliği düşünmesinin nedeni, ev ahalisinin, büyükçe görünen ama onca insan toplandığında hiç de büyük olmayan salonda olmamasıydı. Yine de kulak verilince yukarıdan bir tangırtı geliyordu. Ablasının oğlu Arda metal çağındaydı ve odasında annesinin uyarıları nedeniyle kısmak zorunda kalsa da avaz avaz Guns and Roses çalıyordu. Arda, kabakulak çıkardığı için okula gitmemişti. Metal çağında olmak ilkçağda, ortaçağda ya da tunç çağında olmak gibi doğal bir durumdu. Emma, o gürültünün içinde dünyaya dair bir şey duyduklarını anlıyordu ve ne duyduklarını bilemese de bu zorunlu aşamayı hoşgörüyle karşılıyordu.
İşte bu hoşgörülü Emma, ölmüş anne babalarından kalan bu evde iki boşanmış abla ve iki çocukla yaşıyordu.
Her iki kardeşinin de boşanmış olmaları, Emma'nın niye evlenmediğine dair bir ipucu, hatta ipucu da demeyelim kesin bir kanıt olarak kabul ediliyordu. Emma, "Bu kız ablaları yüzünden evlenmeye cesaret edemedi" türünden lafların söylendiğinden emindi. Tabii bu laflar öyle çat diye yüzüne söylenmiyordu. Kız kurusu filan diye. Daha kötüsü oluyordu, eve onları ziyarete gelen yakınların ya da komşuların suratlarından okunuyordu. Emma bundan hoşlanmıyordu. Çünkü evlenmemiş olmasının nedeni ablaları değildi. Ayrıca Emma insanların böyle ipe sapa gelmez şeyler uydurmasından ve olan biteni kendi kafalarına göre olur olmaz kalıplara sokmasından da hoşlanmıyordu. (s. 21-22)
|
Hakkında
1986'dan sonra gazete, dergi ve televizyonlarda çalıştı. Çeşitli dergilerde makaleleri, denemeleri yayımlandı. Ağlayan Dağ Susan Nehir romanıyla 2008 Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazandı.
1956 doğumlu. İstanbul'da yaşıyor. 1977’de Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden öğrenimini tamamlayamadan ayrıldı.
Arkası Mutlaka Gelir (öykü, 2020), Güzel Ölümün Öyküsü (2019), Ara Tonlar (2015), Başka Aşklar (öykü, 2011), Kış Uykusu (öykü, 2009), Ağlayan Dağ Susan Nehir ( 2007), Kuş Diline Öykünen (2004) kitapları Metis Yayınları’ndan çıktı. (APK)
Ayşegül Devecioğlu, Anatomi Dersi, öyküler, Metis Edebiyat, yayın yönetmeni Müge Gürsoy Sökmen, kapak tasarımı: Emine Bora, Metis Yayınları, Nisan 2022, 92 s.