"Avrupa Birliği (AB) İlerleme Raporlarında kadınlarla ilgili kısımlar gittikçe kısalıyor ve raporlar sadece resmi kurumlardan edinilen bilgilerle oluşturuluyor. Oysa raporun ülkedeki tüm ilgili aktörlerin görüşlerini yansıtması gerek, sivil toplum örgütlerinin değerlendirmelerine de yer verilmeliydi."
Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA-DER) üyesi ve AB uzmanı Dr. Selma Acuner, bianet'e ilerleme raporlarının bir önceki yıl tespit edilen sorunların çözülüp çözülmediğine değinerek yol haritası çıkarması gerektiğini vurguladı.
Acuner'e göre 6 Kasım'da Brüksel'de açıklanan 2007 yılı İlerleme Raporu'nun, önceki yılların raporlarını takip eden bir sürekliliği yok.
"Biz kadınlar, raporlarda elbette olumlu şeyler de görülerek, gerçek durum yazılsın istiyoruz. Örneğin Başbakanlık Genelgesi'nin çıkarılmasının ne kadar olumlu olduğunun iki yıl üst üste yazılmasına gerek yok. Bunun yerine Genelgede vaat edilen eşitlik çerçeve yasasının hala uygulamaya girmemiş olması raporda yer almalıydı. AB'de Genelgenin uygulanıp uygulanmadığını takip eden bir izleme mekanizması yok."
Raporun yürütülen kampanyalara değindiğini anlatan Acuner, kampanyalar yerine devlet politikasına bakılması gerektiğini vurguladı.
"Ailenin Korunmasına Dair Kanun'dan bahsedilirken kanunda yapılan aile tanımının bulanıklığı dolayısıyla yaşanan sıkıntılar atlanıyor. Kadının istihdama katılımı düşük tespiti yapılıyor ama neden böyle olduğu, ne yapılması gerektiği incelenmiyor. Cümlelerin altı hep boş."
Rapordan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) ve sivil toplum kuruluşları arasında Genelgenin uygulanmasını izlemek için düzenli toplantılar yapıldığı izleniminin çıkabileceğini ifade eden Acuner, bunun da gerçeği yansıtmadığının altını çizdi.
Ağırlıklı olarak şiddet konusuna değinilen raporun diğer konu başlıkları şöyle: