29 Ay Sonra Gelen Serbestliği Konuştular

“Serbest bırakılmamız da tutuklanmamız gibi siyasi bir karardı. 14 Nisan 2009’da Kürt özgürlük hareketine karşı başlatılan ‘Cadı Avı’nın medya alanında tutuklanan gazetecileri olarak 29 ay sonra serbest bırakıldık."

KCK Basın davasından tahliye olan gazeteciler Özgür Gündem Gazetesi’ndeki basın toplantısında tahliye olanlardan Özgür Gündem gazetesi köşe yazarı Yüksel Genç ortak metne bu sözlerle başladı. Tahliye olanlardan Ertuş Bozkurt, Turabi Kişin, Ramazan Pekgöz, Davut Uçar'ın da yer aldığı toplantıda Genç şöyle devam etti:

"Özgür olduğumuz için mutluyuz ama iki yıl haksız yere tutuklu kaldığımız ve tutuklu arkadaşlarımızı cezaevinde bıraktığımız için buruğuz. Tüm gazeteciler serbest bırakılmalıdır."

"Anti demokratik sistem değişmiyor"

Genç cezaevlerindeki hasta mahpusların acilen serbest bırakılması istedi, “Hükümet Cumhurbaşkanlığı seçimi eşiğinde, basın özgürlüğüne yönelik baskılara karşı  ülke içi ve uluslararası kamuoyunun artan eleştirilerinden kurtulmak amacıyla hukuk alanında ‘kozmetik’ düzenlemeler yaptı," dedi.

“Bu düzenlemeler anti demokratik hukuk sisteminin özünde hiçbir değişikliğe yol açmadı. Bu değişiklikler medya çalışanlarının tutuklanmasını ve hüküm giymesini önlemiyor, ömür boyu tutuklu kalmasını önlüyor.     

Genç serbest bırakılmalarını Türkiye’nin siyasi durumunda olumlu bir değişimin işareti olarak görmüyor; "çünkü tutuklanmamıza dayanak olan sistem yani Terörle Mücadele Kanunu olduğu gibi duruyor".

"Ölçü hapis gazeteci sayısı değil"

Genç Türkiye’de basın özgürlüğünün hapisteki gazeteci sayısıyla ölçülemeyeceğini dile getirdi,  “Basın özgürlüğünün içsel acısı durumunu medya çalışanlarının özgürlüğüne ya da tutsaklığına ve iş güvenliğine, hükümetin ve hükümetin denetimindeki yargının ve hükümetin ekonomik baskısı altındaki gazete patronlarının keyfi olarak karar verebilmesi açıkça gösteriyor” dedi.

"Basın özgürlüğünün sürmekte olan barış sürecinin bir parçasıdır. “Nasıl ‘İmralı süreci’nin hiçbir hukuki dayanağı yoksa medya çalışanlarının fiilen kullandığı ifade özgürlüğünün de hukuki bir temeli yoktur. Sürecin müzakereye dönüşebilmesi için Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerekiyor. "

* Click here to read the article in English.