Google Wave'in Beş Güçlü Özelliği

Gmail denince aklıma hep Google Mail'in davetiyeyle kullanıcı kabul ettiği dönemler geliyor. Nasıl olacak, kimden bulacağız derken, o sıralar Washington'da çalışan gazeteci Fuat Kozluklu sayesinde ben de sonunda herkesin dilindeki Google'da bir e-posta hesabı edinmiştim.

Google, şimdi de e-posta ve ötesini vaat ettiği yeni bir hizmetle karşımızda: Google Wave. Gmail'e Gtalk'un eklendiği, elektronik posta'nın evrim geçirmiş bu hali, aynı zamanda bir sosyal medya platformu işlevi de görüyor.

Bütün bunların üstüne üstlük, mükemmel bir web tabanlı işbirliği ve iletişim aracı niteliği taşıyan Google Wave, açık kaynak özelliğiyle ihtiyaca göre şekillendirilebilen bir araca dönüşüyor.

Elektronik postadan farkı nedir?

E-posta yazışmalarında karşılıklı e-postalar gönderilir, sorular sorulur cevaplar alınır. Google Wave'de yalnızca mesaj yazmakla kalmaz, daha önceki diyaloglara da müdahale edebilirsiniz. "Viki tarzı" bir yapı söz konusudur:

Dolayısıyla, kendi mesajlarınızın yanı sıra yazışmaların tümünü dilediğiniz gibi düzenleyebilirsiniz. Yazışmaların akışını sürükle-bırak yöntemiyle yeniden organize edebilir, gerektiğinde son mesajı ilk mesajın yerine çekebilirsiniz.

İletişim ev işbirliği merkezi

Google Wave'ın asıl gücü, sisteme entegre edilebilen uygulama ve araçlarla ortaya çıkıyor. Google'ın "gadget" ve "robot" diye ikiye ayırdığı uygulamalar yalnızca Facebook ve Twitter gibi sosyal medya hesaplarınızı kontrol etmenize yaramıyor, yine Wave içinde oyun oynuyor, proje yönetimi üzerinde çalışabiliyorsunuz.

Wave, e-posta, anlık mesajlaşma ve sosyal ağın ötesinde, internet üzerinden yaptığınız her türlü iletişimi idare edebileceğiniz tek bir merkez (all-in-one) uygulama olma iddiasında.

Dosya eklerinde "sürükle bırak" devrimi

Diyelim ki yollayacağınız e-postaya bir dosya ekleyeceksiniz. Önce dosyayı hard diskinizde aramak zorundasınız. Veya tersine, dosya ekli bir e-posta aldığınızda ise bunu açmak için yine bir takım işlemler yapmak zorunda kalırsınız.

Google Wave, ekli dosyaları alıp gönderirken karşılaştığımız bu zahmetli süreci "sürükle bırak" yöntemini devreye sokarak ortadan kaldırıyor. Sürüklenen dosyaları, hiç beklemeye gerek duymaksızın, Wave'de paylaşmak istediğiniz diğer kişiler eş zamanlı olarak görebiliyor, müzikse hemen dinleyebiliyor, metin belgeleri üzerinde hemen çalışabiliyorsunuz.

Dosya eklerine getirilen "sürükle bırak" yöntemi Google Wave'i özellikle şirketler için gelişmiş bir iletişim ve dosya paylaşım platformu haline getiriyor. Wave'i -bazı uygulamaları da eklemek suretiyle- rahatlıkla, piyasadaki birçok ücretli proje yönetim sistemine taş çıkartacak bir platforma dönüştürebilirsiniz.

Wave dediğin...

Google Contacts'ta listesinden seçeceğiniz kişilerle bir grup oluşturduktan sonra herhangi bir ile ilgili başlatılacak çalışmaya Wave adı verilmiş. Burada herhalde bir göle ya da bir su birikintisine atılan bir taşın çıkardığı iç içe halkalardan esinlenilmiş.

Wave'in katılımcıları açılan tartışmaya katkılarını eş zamanlı olarak birbirleri ile paylaşabiliyor. Ortak çalışma alanında zengin içerikli metinler, fotoğraflar, videolar, haritalar ve diğer dosya türleriyle görüş alış verişinde bulunabiliyor. Wave'ler web sayfalarına veya bloglara dahil (embedding) edilebiliyor.

Geçmişe dönüş

Elektronik postalarla dönen bir konuya sonradan dâhil olduğunuzda konuya hâkim olabilmek için bazen birkaç kere daha yazışmak gerekir. Oysa Google Wave'de epey ilerlemiş bir tartışmanın içine sonradan eklenseniz bile sizden önceki yazışma ve bilgi akışını görebilecek, günlerinizi, saatlerinizi yazışmalara ayırmadan dakikalar içinde katkıda bulanabileceksiniz.

Açık kaynağın avantajları

Google Wave'in açık kaynak kodlu olması kullanıcılara iki önemli avantaj sağlıyor. Bu avantajlardan ilki, kodları açarak geliştiricilerin farklı eklenti ve uygulamalarla bütünleştirerek "ihtiyaca özel" Google Wave'ler geliştirebilmelerine olanak tanınmış olması...

Diğeri ise, Google Wave'i tıpkı Exchange gibi kendi sunucularınıza yüklemene imkânı tanınmış olmasıdır. Birçok servisin de doğruladığı gibi açık kaynak kodu işin içine binlerce yazılımcıyı çekiyor. Sonunda ortaya çıkan yenilik fırtınasından da en çok biz kullanıcılar nasipleniyor. (NH/BB)